Her Tarafı Büyüye Boyanmış Bir İstanbul
Martılar
Uçuyor, Kalbimin Denizinde
|
Bundan önceki yazımızda, martıların genel özelliklerine ve martılara (kuş
türlerine) özel rehabilitasyon merkezinin az olduğu yönünde bilgilendirme
yazısı yazmıştık. Bu yazımızda ise internet ve kitap araştırmalarımız sırasında
fark ettiğimiz bir konuyu ele almak istedik. Hayatta olan ve olmayan şairlerin,
martıları konu alan birçok şiiriyle karşılaştık. Boğaz da vapurlarla birlikte
yol alan martılar, İstanbul denilince akla martının gelişi, insanların
martılara benzetilmesi ve bunun gibi daha birçok benzetmeyi şairlerin
şiirlerinde görmekteyiz. Kimi şair şiirlerinde martılarla mutluluğu yansıtırken,
bazı şairler ise martılarla hüznü bağdaştırmıştır.
Sizler için seçtiğimiz şiirleri fon müziği eşliğinde okuyabilirsiniz.
Sizler için seçtiğimiz şiirleri fon müziği eşliğinde okuyabilirsiniz.
Gün Olur
Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüyünde ayrı bir telaş!
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur, başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi…
Orhan Veli KANIK
Liman
Sıralanmış saksılar vardı
limana bakan
penceremizin önünde
ve çiçekler arasında
ekmek kırıntıları serpen
martı yüzlü
bir anne
Terasta toplanan kadınlar
limandaki beyaz geminin
ışıkları yanınca
dedikodusunu yapmayı unuturlardı
tam o saatlerde sokaktan geçen
yazlık sinemadaki
biletçi kızın
Annesinin dizlerinin dibinden
hiç ayrılmayan
uslu bir çocuk gibidir
limandaki deniz
ama sokağa çıkıp
dalga olmak geçer
yüreğinden…
Sıralanmış saksılar vardı
limana bakan
penceremizin önünde
ve çiçekler arasında
ekmek kırıntıları serpen
martı yüzlü
bir anne
Terasta toplanan kadınlar
limandaki beyaz geminin
ışıkları yanınca
dedikodusunu yapmayı unuturlardı
tam o saatlerde sokaktan geçen
yazlık sinemadaki
biletçi kızın
Annesinin dizlerinin dibinden
hiç ayrılmayan
uslu bir çocuk gibidir
limandaki deniz
ama sokağa çıkıp
dalga olmak geçer
yüreğinden…
Sunay Akın
İstanbul Destanı
İstanbul deyince aklima marti gelir
Yarısı gümüş, yarısı köpük
Yarısı balık yarısı kuş
Istanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmiş, bir yokmuş
Yarısı gümüş, yarısı köpük
Yarısı balık yarısı kuş
Istanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmiş, bir yokmuş
Bedri
Rahmi Eyüboğlu
Ağustos Çıkmazı
Beni koyup koyup gitme,
n'olursun
Durduğun yerde dur
Kendini martılarla bir
tutma
Senin kanatların
yok
Düşersin yorulursun
Beni koyup koyup gitme,
n'olursun
Bir deniz kıyısında
otur
Gemiler sensiz gitsin
bırak
Herkes gibi yaşasana
sen
İşine gücüne
baksana
Evlenirsin, çocuğun
olur
Beni koyup koyup gitme,
n'olursun Atilla İlhan
Martı
Her vapur dumanının ardına
yüreği sıcak
bir insan sanıp takılırken
tüyleri ıslanan bir martı olduğumu
hem azarlayan
hem de sırtıma havlu koyan anneme anlatamam
Kanadım kırılsa da konmam
deniz kıyısındaki
hiçbir caminin minaresine
kubbeye tüneyen martıların
keyiflerince uçmalarını bekleyen imam
ezani geç okuduğu için sürülünce
bir dağ köyüne
Birazcık daha sabredin diyorum
eski bir sokağın kıvrımında
yolun iki ucunu gösteren
trafik aynalarına
hüzün modeli arabalar
kırılmamanız için örgütleniyor
dolmuş duraklarında
Denize düsen bir gazetedeki
ölüm ilanından öğrenirim
mendireğe attığı çakıltısıyla
ürken martıların
alkışa benzeyen kanat seslerini
selamlayan yaslı adamın
unutulan bir tiyatrocu olduğunu
Gece yarısı söndürülünce ışıklarını
kuytu bir iskelede
ne yaptığını görürüm
iki yakası arasında İstanbul’un
koltuklarında gün boyu
kadın kalçalarının izlerini
biriktiren vapurun
Yanından ayrılmam deniz fenerlerinin
fotoğrafına benzemeyen
heykelleridir çünkü
idam sehpasına çıkınca
aşağıda aşılmasını bekleyenlerin
yüreklerindeki sivri kayalıkları
ışığıyla aydınlatan devrimcinin
Uyandırırım çiğliklerimle
kıyısında karni aç yatan çocukları
yiyecek aradığım kent çöplüğünün
ama bir parça olsun
koparmam beyazlığından
bilirim ki Kız Kulesi
doğum günü pastasıdır özgürlüğün!...
Sunay
Akın
Kaynak Fotoğraf 1: 2011, İstanbul, Vasfiye KAROĞLU
Kaynak Fotoğraf 2: 2011, İstanbul, Vasfiye KAROĞLU
Kaynak Fotoğraf 3: 2010, Yalova, Vasfiye KAROĞLU
0 yorum:
Yorum Gönder