25 Mart 2012 Pazar

ŞAİRLERİN GöZüNDEN MARTILAR




Her Tarafı Büyüye Boyanmış Bir İstanbul
Martılar Uçuyor, Kalbimin Denizinde
                                        Mehmet Nedim Bilgiç



Bundan önceki yazımızda, martıların genel özelliklerine ve martılara (kuş türlerine) özel rehabilitasyon merkezinin az olduğu yönünde bilgilendirme yazısı yazmıştık. Bu yazımızda ise internet ve kitap araştırmalarımız sırasında fark ettiğimiz bir konuyu ele almak istedik. Hayatta olan ve olmayan şairlerin, martıları konu alan birçok şiiriyle karşılaştık. Boğaz da vapurlarla birlikte yol alan martılar, İstanbul denilince akla martının gelişi, insanların martılara benzetilmesi ve bunun gibi daha birçok benzetmeyi şairlerin şiirlerinde görmekteyiz. Kimi şair şiirlerinde martılarla mutluluğu yansıtırken, bazı şairler ise martılarla hüznü bağdaştırmıştır.
Sizler için seçtiğimiz şiirleri fon müziği eşliğinde okuyabilirsiniz.    


Sizler için seçtiğimiz şiirleri fon müziği eşliğinde okuyabilirsiniz.   

Fon Müziği için Tıklayın -->  http://fizy.com/#s/3cv5u2



Gün Olur
Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.

Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüyünde ayrı bir telaş!

Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur, başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi…



                                  Orhan Veli KANIK



Liman

Sıralanmış saksılar vardı
limana bakan
penceremizin önünde
ve çiçekler arasında
ekmek kırıntıları serpen
martı yüzlü
bir anne

Terasta toplanan kadınlar
limandaki beyaz geminin
ışıkları yanınca
dedikodusunu yapmayı unuturlardı
tam o saatlerde sokaktan geçen
yazlık sinemadaki
biletçi kızın

Annesinin dizlerinin dibinden
hiç ayrılmayan
uslu bir çocuk gibidir
limandaki deniz
ama sokağa çıkıp
dalga olmak geçer
yüreğinden…

                    Sunay Akın

İstanbul Destanı

İstanbul deyince aklima marti gelir
Yarısı gümüş, yarısı köpük
Yarısı balık yarısı kuş
Istanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmiş, bir yokmuş

                                         Bedri Rahmi Eyüboğlu





Ağustos Çıkmazı 

Beni koyup koyup gitme, n'olursun 
Durduğun yerde dur 
Kendini martılarla bir tutma 
Senin kanatların yok 
Düşersin yorulursun 
Beni koyup koyup gitme, n'olursun 
  
Bir deniz kıyısında otur 
Gemiler sensiz gitsin bırak 
Herkes gibi yaşasana sen 
İşine gücüne baksana 
Evlenirsin, çocuğun olur 
Beni koyup koyup gitme, n'olursun 


                                          Atilla İlhan 







Martı

Her vapur dumanının ardına
yüreği sıcak
bir insan sanıp takılırken
tüyleri ıslanan bir martı olduğumu
hem azarlayan
hem de sırtıma havlu koyan anneme anlatamam

Kanadım kırılsa da konmam
deniz kıyısındaki
hiçbir caminin minaresine
kubbeye tüneyen martıların
keyiflerince uçmalarını bekleyen imam
ezani geç okuduğu için sürülünce
bir dağ köyüne

Birazcık daha sabredin diyorum
eski bir sokağın kıvrımında
yolun iki ucunu gösteren
trafik aynalarına
hüzün modeli arabalar
kırılmamanız için örgütleniyor
dolmuş duraklarında

Denize düsen bir gazetedeki
ölüm ilanından öğrenirim
mendireğe attığı çakıltısıyla
ürken martıların
alkışa benzeyen kanat seslerini
selamlayan yaslı adamın
unutulan bir tiyatrocu olduğunu

Gece yarısı söndürülünce ışıklarını
kuytu bir iskelede
ne yaptığını görürüm
iki yakası arasında İstanbul’un
koltuklarında gün boyu
kadın kalçalarının izlerini
biriktiren vapurun

Yanından ayrılmam deniz fenerlerinin
fotoğrafına benzemeyen
heykelleridir çünkü
idam sehpasına çıkınca
aşağıda aşılmasını bekleyenlerin
yüreklerindeki sivri kayalıkları
ışığıyla aydınlatan devrimcinin

Uyandırırım çiğliklerimle
kıyısında karni aç yatan çocukları
yiyecek aradığım kent çöplüğünün
ama bir parça olsun
koparmam beyazlığından
bilirim ki Kız Kulesi
doğum günü pastasıdır özgürlüğün!...

                                              Sunay Akın 




Kaynak Fotoğraf 1: 2011, İstanbul, Vasfiye KAROĞLU 
Kaynak Fotoğraf 2: 2011, İstanbul, Vasfiye KAROĞLU 
Kaynak Fotoğraf 3: 2010, Yalova,   Vasfiye KAROĞLU 


0 yorum:

Yorum Gönder