ECEM PEHLİVAN
MERVE
SERİM
GÖKAY
KUŞÇU
SAHAFLAR
Sahaf
Arapça bir kelimedir. Sahaf artık basımı yapılmayan ya da eski kitapların
alınıp satıldığı ya da değiştirildiği kitapçılardır. Sahaf olabilmek için bazı
gereklilikler vardır. İlk olarak Osmanlıca bilmesi gerekmektedir. Sahaf olmak
için gereken başka bir özellikte en az 1.000.000 kitap satmış olmalı ve bütün
kitapların ne zaman yazıldığını, baskı sayısını, yazarını gibi bilgileri de
bilmesi gerekmektedir. Ayrıca bir sahaf,
sahaf olabilmek için bir sahafın yanında en az 20 yıl çalışmalıdır. Sahaflar
ucuz kitap satar gibi bir algı oluşmuş olsa da, sahaflar aslında az sayıda
bulunan değerli kitapları satarlar. Sahaflar kitap antikacılarıdır.
İlk
sahaflık 14.yy da Bursa’da başlamıştır. İlk bilinen sahafta Mahmud
Şeyhi’dir. Osmanlı Dönemin de sahaflara
Esnaf-ı sahafan denilirdi. Günümüzde de sahaflar devam etmektedir. İstanbul da
bulunan sahaflar çarşısı, Kapalı Çarşı ve Beyazıt Camii arasında bulunur. Beyoğlu
ve Kadıköy’de de en iyi sahaflardan bazıları yer alır. İyi sahaflardan
bazıları; SAHAF
DİL-TARİH, SAHAF TURKUAZ, LİBRAİRİE DE PERA, MÜTEFFERİKA, PERA ASLIHAN, SİMURG, SANAT KİTABEVİ, DİLMEN KİTABEVİ, ENDERUN KİTABEVİ, BAHTİYAR,
BARIŞ KİTABEVİ, SAHAF LAMELİF,
DAĞARCIK SAHAF’tır. Bu sahafların her birinin kendine ait özellikleri vardır.
Ayrıca iyi sahafı, kitaba en çok parayı veren değil en iyi değerini verene
satarlar diye tanımlarlar. Beyoğlu’nda 2006 da Sahaflar Festivali başlamıştır.
2011 de yapılan Sahaflar Festivali’ne diğer yıllara göre basın daha çok yer
vermiştir. Festival de 72 kolleksiyoncu yer almıştır.
Dünden
Bugüne Sahaflık.
Cağaloğlu’ndan Fatih’e kadar uzanan
,tarihsel kültür sitesinin bir geçit yeri olan bu çarşının esnafı çok önceleri
Kapalı Çarşı’daki sahaflar sokağındaydı. İlk kitapçılar Kapalı Çarşının
inşaatının bitim tarihi olan 1460’ ta bu sokağa yerleşti. Şimdi halıcıların
bulunduğu bu sokakta o zaman 50 sahaf dükkanı bulunur,300 kişi çalışırdı. 1894’
deki büyük İstanbul depreminde Kapalı Çarşı büyük bir hasar görür.
Sahaflar sokağı da depremden nasibini alınca kitapçılar birer birer çarşıdan
ayrılmaya başlar. Şimdiki çarşıda o zamanlar fesçiler bulunurmuş. Fesçiler
buradan ayrılmaya başlayınca mühürcüler yerleşmeye başlar. Bunların yanına ise
kitapçılar taşınır. Kısa bir zaman sonra çarşı kitapçıların eline geçer. Bu
durum 1950’ deki büyük yangına kadar devam eder. Yangından sonra çarşının
canlanması için dönemin İstanbul Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay
,çarşıyı kamulaştırarak bir proje yaptırıp çalışmaları başlatır. Çarşı bir
buçuk yıl gibi kısa bir sürede açılır. Çarşının niteliği 1977’ den itibaren
değişmeye başlar. O tarihte Beyazıd meydanı işportacıların istilasına uğramaya
başlayınca ,belediye meydana yığılan kitap ve kırtasiyecilere geçici olmak
kaydiyle sahaflar çarşısında yer göstermiş. Geçici kırtasiyeler belediyeninde
göz yummasıyla zaman içinde sergilerinin üstünü kapatıp birer dükkana
dönüştürür.Sahafların bir bölümü bu acımasız işportacı istilasından sonra ya işi
bırakmış yada başka yere taşınmayı tercih etmiş.
Geçmişe dönüp bakıldığında bu tarihi
süreç insanın canını acıtıyor. Devrin değişmesi, teknolojinin ilerlemesiyle
ansiklopedi ve kitapların internette arşivlendirilmesi veya CD’ye basılması,
televizyonun çıkması ile okuma alışkanlıklarının zayıflaması. Elimizde olan
herşey değerini yitirmektedir. Düşünmek lazım en son ne zaman bir kütüphaneye
gidipte bir kitap alıp okudunuz?
http://www.istanbullife.org/sahaflik-babadan-kalma.htm
http://www.nadirsahaf.com/?&Bid=767621&%2FSahhaf-ve-Sahhaflık
0 yorum:
Yorum Gönder