Her içen de keyfini başka
türlü çıkarır, tadını başka başka alır. Biz de Galip Bengü İsen’le konuştuk.
Kendisi İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi.
İstanbul’daki rakı kültürüyle yakından ilgilenen biri olarak içtenlikle
sohbetimizi sürdürdük. Bizimle rakıya dair bildiklerini ve kendisine ifade
ettiklerini paylaştı.
S1) Rakı sofraya geldiğinde, sizce yanında neler olmalı?
C1) Rakının mezesi olmazsa olmazdır en başta. Zevk kişiden
kişiye değişse de tarihten beri gelen belli arkadaşları var rakının, peynir
gibi. İşin tıbbi kısmına baktığımızda peynir yağdır, kavun da şeker. Niye böyle
bir tercihe gidildi bilinmiyor ama peynir ve kavun rakının şartıdır. Ben rakıyı
içine fesleğen atıp içiyorum. Rakıyı lezzetlendirmek için böyle bir ekleme
yaptım; racon olarak susuz tükettiğim için de fesleğen yumuşatıyor.
S2) Rakı sofrada birçok yemeğe eşlik ediyor, sizce rakı
masasında hangi yemek olmamalı?
C2) Pizza, börek gibi hamur işleriyle gitmez mesela. Zeytinyağlılar
rakı sofrasında rahatça tüketilebilir. Yemeklerin hafif olması gerekiyor rakı
içilirken. Salatalar, midye, barbunya
güzel gider. Gastronomide bir kural var: Ağzın neyi seviyorsa onu ye.
Kişi damak tadına göre seçmeli mezesini. Mesela en iyi şarap en pahalısı
değildir, damağında en güzel tadı bırakandır. Bunun gibi…
S3) Sizce en iyi rakı hangisi?
C3) Bu sıralar Türkiye’deki en iyi rakı bence Kulüp. Kulüp
bazılarına sert geliyor, ama içimi çok rahat. Evde Uzo ya da Midilli’den,
Sakız’dan özel bir şey getirdiysem onu içiyorum.
S4) İstanbul’da rakı adabını en iyi yaşayabileceğimiz
mekanlar var mı?
C4) Var tabii. İstanbul’da rakı adabını en iyi
yaşayabileceğimiz mekanlar eskiden kalan, işletmecisinin en azından 50 yaşında
olduğu yerler. Bunlar gittikçe azaldı. Mekan ve çevresi kötü olmakla beraber
mezelerinin kalitesinin oldukça iyi olan bir yer var Tarlabaşı’nda, Hasır
Restoran adında. Mezecidir ve Ermeni- Rum geleneğinden gelir, o açıdan
başarılı.
S5) Rakıyla olan ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?
C5) Rakı özü itibariyle muhabbet içkisidir. Bazen
arkadaşlarımla, bazen de kendimle muhabbet etmek istediğim zaman içerim. Muhabbette
letafet olmadı mı, rakıda da lezzet olmaz derler, çok doğrudur.
S6) Rakı adabı eskiden nasıl yaşanıyordu, şimdi nasıl
yaşanıyor?
C6) Muhakkak
farklılıklar vardır. Aydın Boysan benim rakı hakkındaki düşüncelerimi
beğenmeyebilir, çünkü kuşaktan kuşağa geçen ve değişen bir adaptan
bahsediyoruz. Sadece İstanbul’la kısıtlamamak gerekir bir de. Meyhane adabını
bütün Akdeniz Bölgesi’nde görmek mümkün. Midilli’si başkadır, İzmir’i başkadır,
Cunda’sı aynı şekilde.
Bu kültüre şahit olunacak bir sürü mekan ve farklı anlamlara
yoran insanlar var İstanbul’da. Çok yönü olan ve farklı anlar yaşatan bu
kültürde öyle farklı bakışlar var ki, şimdilerde bir marka rakı kültürünü
geliştirmek ve dünyaya tanıtmak amacıyla bir proje üretiyor. Bu proje
meyhanelerde eğitim, teknolojik uyarlamalar, farklı dillerde rehber ve
belgeseli kapsıyor.
Demet Cengiz Bilgin’in konuyla ilgili yazısı:
Röportajda sözü geçmişken, aslında rakı kültürü denince akla
ilk gelen isimdir o: Aydın Boysan.
Kendisiyle rakı üzerine yapılmış sayısız röportajlardan
sadece birkaçı:
0 yorum:
Yorum Gönder