4 Mayıs 2012 Cuma

Galatasaray Lisesi Önünde ki Galatasaraylılar

Taksim... İstanbul denilince akla gelen ilk yerlerden biridir. Kültürü, tarihi yapısı kısacası her şeyi ile bir başkadır. Kimisi Taksim'i görmeye gelir, kimisi bir kafe de oturup kahve içmeye, kimisi Nevizade de dostları ile bir iki kadeh tokuşturmak için gelir, kimileri ise sadece orada olmak, gezmek, dolaşmak, İstiklal caddesinin keyfini sürmek için orada bulunurlar.

Kimisi ise sevdalarının, tutkularının gönül verdikleri takımın maçına gitmeden önce orada buluşmak veya toplanmak için bulunurlar. Onlar Galatasaray Lisesi önünde ki Galatasaraylılardır...



Büyük bir şehrin takımının taraftarı olmak zordur. Aslında şehir takımının taraftarı olmak zordur. Maç öncesi toplanmak için bir yer, semt gerekir. Bu semtin sizin fikir ve düşüncelerinizi yansıtması gerekir. En azından gönül verdiğiniz takım ile ilgili bir bağlantısı bulunması gerekir. Bu bağlantıyı bulduğunuz zaman o şehrin o semti artık sizindir. Oranın tarihi, kültürel yapısı veya içeriği hiç önemli değildir. Orası artık taraftarların buluşma noktası, orası artık takımın adı ile anılan bir semttir, tıpkı Beyoğlu'nda ki Galatasaray gibi. Galatasaray Lisesinin orada bulunması, o bölgenin veya semtin Galatasaray diye anılması önemlidir. Semt adı Galatasaray ise aşkın adı da orada sarı kırmızıdır.

Sakin ve güneşli bir Taksim gününde metrodan çıktığımızda her yaştan, her cinsten üstünde sarı kırmızı formalı insanları gördüğünüzde bugün Galatasaray'ın maçı olduğunu anlarsınız. Peki sadece 3-5 kişimiydi maça gitmek için Taksim'de toplanan? Tabi ki de hayır. İstiklal Caddesinde aşağıya doğru yürümeye başladığımızda Galatasaray'lı taraftarların çoğaldığını görürsünüz. Galatasaray lisesinin önüne geldiğinizde ise her yerde sarı kırmızı rengin hakim olduğunu, İstiklal Caddesinde ''iğne atsanız yere düşmeyecek'' bir kalabalık olduğunu görürsünüz.

Yakılmış meşaleler, bir arada, aynı anda ve aynı şekilde tezahüratlarda bulunulması bir çok koro ve orkestrayı kıskandıracak cinstendir. İstiklal Caddesinde yürüyen ve gezen turistlerin bu anları kameraya alma, fotoğraflarını çekme çabası ise olayın ayrı bir güzelliğidir.

Bir maç günü Taksim ve Beyoğlu bir başka tat verir orayı gezenlere. Taraftarların şehre kattığı renk ve şehrin taraftarlara sağladığı imkanlar ve olanaklar hiç bir zaman göz ardı edilemez. Bu yüzyıllık bir cadde, bina veya alan bile olsa taraftar her yerde ve her zaman taraftardır.

0 yorum:

Yorum Gönder