1-)Derneğinizin
kuruluş tarihi nedir? Kurulduğu tarihten itibaren sokak hayvanları ile ilgili
ne gibi çalışmalar yaptınız?
2006, Genel ve yerel yönetimler ile Türkiye
çapında sokak hayvanları, bakımevlerinin kötü şartlarının düzelmesi için çözüm odaklı, projeli
çalışmalar(itlafların durdurulması, bakımevleri kurulması ve var olanların
şartlarının düzeltilmesi,beslenme ve su odakları,halkın bilinçlendirmek için
diyanet işleri ile işbirliği, hutbe ve vaazlar, bilbord çalışmaları..),
yetersiz ve eksik olan 5199 sayılı hayvan hakları kanununun değişmesi ve
kabahatler kanunundan çıkarılıp ceza kanununa geçmesi için hazırlanıp meclise
sunulan yeni yasa tasarısı, yunus parkları, sirkler, hayvanat bahçeleri, pet shoplar,
üretim çiftlikleri, kürk ve deney hayvanları, yük ve çiftlik hayvanları, av
hayvanları ve yaban hayat konularında halkın bilinçlendirilmesi için eğitim
çalışmaları, konularla ilgili afiş, broşür, kitapçık gibi görsellerin basımı ve
dağıtımı, yazılı ve görsel medya ve tanınmış kişilerle ile işbirliği,
ilköğretim, lise ve üniversitelerde eğitim çalışmaları, seminer , panel ve
konferanslar, okullarda ve üniversitelerde hayvan hakları koruma kulüplerinin
kurulması için çalışmalar,saha çalışmaları, resim sergileri, stantlar, yunus
parklarının kaldırılması için yapılan eylemler, adalardaki atların çalışma
şartlarının düzeltilmesi için çalışmalar…(look up www.haytap.org)
2-)
Semra hanım,ne kadar
süredir Haytap’la çalışıyorsunuz
Kurulduğundan beri
3-)Metropol
kentlerde sokak hayvanlarının çok olmasının nedeni sizce nedir?Dünyanı sayılı
metropollerinden olan İstanbul’da
bu konuda yeterli
çalışma yapılıyor mu?
Yerel yönetimlerin konuya duyarlı
olmamaları ve eş zamanlı çalışma yapmamaları, yetkili kişilerin mevzuattan
habersiz olmaları, yasanın ve denetimlerin yetersizliği, belediyelerin STK ve gönüllülerle çalışmaktan kaçınmaları, halkı
aydınlatıcı ve bilgilendirici çalışmaların yerel yönetimlerce yapılmaması,bir
çok ilçede veteriner müdürlüğünün olmaması ve sokak hayvanlarının temizlik
işleri (ilaçlama)müdürlüğünün insafına bırakılması,veteriner işleri ve
bakımevlerinin kar amaçlı taşeron firmalara ihale edilmesi (ilaçlama
firmaları),az köpek, az kısırlaştırma, az mama, az paraya yetersiz personel ve çok
para zihniyeti.
Son birkaç aydır toplumdan gelen baskılar
ve Haytap’ın kurumsal ve medya ile çalışmaları ile özellikle İBB de
çalışmalarda düzelmeler görülmeye başlansa da birçok yerel belediye sınırları
içindeki hayvanlar maalesef çok kötü şartlarda yaşamlarını sürdürmeye
çalışmakta, güçten düşmüş hayvanlar için bakımevleri yok, var olan bakımevleri
ve RM ler de gönüllüleri yoksa toplama ve ölüm kampı, fiziki şartlar hemen
hemen hepsinde çok kötü, çalışan
personel de hayvan sevgisi yok çünkü barınaklar sürgün yerleri, birçok
bakımevinde taşeron firma yaptıkları ortaya çıkmasın diye gönüllüleri içeri
almıyor, hayvanlar oradan oraya, ormanlara atılıyor.
4-)Ülkemiz
de sokak hayvanlarını koruyan yasalar olmasına rağmen bu yasalar neden
uygulanamamaktadır?
5199 sayılı yasa kabahatler kanunu dolayısı
ile caydırıcı yaptırımı sahipsiz hayvanlar için yok. Çünkü yasa da sahipli ve
sahipsiz hayvanlara can değil mal gözü ile bakılıyor.Hayvan sahipli ise
malınıza zarar verildiği için ceza artıyor. Denetleme elemanlarının ki bunlar
yerel yönetimlerde veteriner işleri müdürleri oluyor denetleme ve ceza kesme
yetkileri olduğu halde görevlerini yapmıyorlar ve yapmaktan kaçınıyorlar. Eğer
güçlü STK baskısı varsa toplum baskısında çekindikleri için harekete
geçiyorlar. Dolayısı ile hayvansever ve hayvan hakları savunucularının mutlaka
STK lar ile birlikte çalışması gerekiyor aksi taktirde birey olarak
gittiğinizde yüzünüze başka arkanızdan başka davranıyorlar.
5-)İstanbul,
gelişmiş bir kent olmasına rağmen neden sokak hayvanları sorununa bir çözüm
bulunamıyor?
Yurt
dışında olduğu gibi petshoplarda hayvan satışı yasaklanmadıkça, üretim
çiftlikleri denetlenmedikçe, yurt dışında özellikle doğu bloku ülkelerinde
kaçak hayvan girişi kontrol edilmedikçe, evde üretimler denetlenmedikçe (bu
hayvanların hepsi petshop ve internet sitelerinde satılıyor)bizim
çalışmalarımızın çatıdan akan suyun altına kova koymaktan farkı kalmıyor.Acilen
Onarılması gereken yer çatı aksi taktirde çözüme ulaşmak imkansız ve hayvanlar
acı çekmeye devam edecek. Geçen hafta içinde benim kapımın önüne arabada 3 tane
cins hayvan bırakıldı, 1 French bulldog 4 yaşında, 1 Terrie 3 yaşında, 1
Amerikan Cooker 5 yaşında, PET DİYE
ALIYORLAR, PAT DİYE ATIYORLAR. Empati yapmaktan bu kadar yoksun bu insan
denilen yaratıklar.
6-)Dernekler
olarak İstanbul da ki sokak hayvanlarını
korumak için ne gibi faaliyetleriniz var?
Biz dernek değil federasyonuz. Bize bağlı
Türkiye çapında 22 dernek ve 80 il temsilciliğimiz var. Faaliyetlerimizi
açıkladım.
7-)İstanbul
da ki sokak hayvanları için olan barınaklar yeterli mi ve barınakların şartları
nasıl?
39 ilçenin 28 inde RM ve geçici bakımevi
var. Çoğu toplama ve ölüm kampı, fiziki şartları çok kötü, hayvanlar beton ve
fayansların üzerinde, demirlerin arkasında hücrelerde, altlarında paletler yok,
mama kalitesi çok kötü, sürekli basınçlı su ile temizlik yapıldığı için
hayvanlar sürekli, yaz-kış ıslak, çoğu 2-3 gün içinde enfeksiyon ve
bakımsızlıktan ölüyor.Çoğu yerde cinslerine göre ayrılmadığı için küçüklerin ve
evden atılanların yaşam şansları (bunlar zaten yaşama tutunmayı terk
edildikleri için bırakıyorlar, yemiyorlar, içmiyorlar, dövülüyorlar)hiç yok,
gönüllü yoksa kesin hepsi ölüyor.
8-)Bu
barınaklarda hayvanların her türlü ihtiyacı karşılanıyor mu?(yemek sağlık gibi)?
Gönüllüler varsa evet, gönüllüler yoksa
Allaha emanet, belediyeye değil.
9-)Barınakların
giderleri nasıl karşılanıyor? Yardım eden kuruluşlar veya kişiler var mı?
Devletten ödenek alıyorlar ama bunu
bakımevlerine çoğunlukla harcamıyorlar.Gönüllü varsa destek de var. Kırık-çıkık
ve ciddi ameliyatlar hep gönüllü desteği ile oluyor. Aksi durumda hayvan
getirilip bırakıldığı kafeste ölüyor ya da sakat kalıyor.
10-)Sokak
hayvanları insanlar için bir tehdit midir?
Asla değil. Belediyeler gereği gibi
çalışırlarsa, güçten düşmüş, yaşlı, sakat, kör, anne ve bebeklere, agresif
hayvanlara yasa da belirtildiği gibi uygun yerler, doğal yaşam alanları
yapılırsa hayvanlarla birlikte yaşamak bizim kültürümüz ve yurt dışında gelen
yabancılar bunu takdirler karşılıyorlar, filmler yapıyorlar, fotoğraflar
çekiyorlar. Yurt dışında bulunduğum zamanlarda tanıştığım insanlar bundan övgü
ve sevgi ile bahsediyorlar. Dolayısı ile bu konuda Avrupa ve Amerika gibi
ülkelere medeni diye benzemeye çalışmak yerine farklılığımızı korumamız lazım
çünkü çoğu yabancı bunları sokakta görmek için buraya geliyor. GANDİ’nin dediği
gibi : BİR ÜLKENİN MEDENİYETİ SOKAK HAYVANLARINA GÖSTERDİĞİ SAYGI İLE ÖLÇÜLÜR.
11-)İstanbul
da sizce en çok hangi bölgede sokak hayvanı yaşamaktadır?
Ormanlık alanların yoğun olduğu, Beykoz,
Sarıyer, Arnavutköy, Bolluca, Tayakadın, Tuzla, Şile, Kartal gibi bölgelerde.
Çünkü belediyeler hayvanları araçlara yükleyip çoğu zaman rehabilet bile
etmeden buralara atıyorlar.
12-)Sokak
hayvanlarıyla ilgilenmesi gereken kurumlar ya da kişiler kimlerdir?
En başta yerel yönetimler bu onların
görevi. Bizler STK olarak destekleriz. Ancak bir çok bölgede belediye görev
ihmali yaptığı için gönüllüler çalışıyor. Bizim görevimiz belediyeleri harekete
geçirip, yasaya uygun çalıştırmak,onların görevini yapmak değil çünkü
popülasyonun bu denli artmasının nedeni yasadaki boşluklar, denetimsizlikler ve
görev ihmalleri.
13)Hayvanlara
uygulanan şiddet ve katliam örnekleri çok fazla peki bu şiddet eğiliminin ve katliamların
önüne geçebilmek için neler yapılmalıdır? Bu insanlar hakkında suç duyurusunda
bulunulsa ceza alırlar mı?
Halkı bilnçlendirmek en önemlisi. Yasanın
ceza kapsamına alınıp suç işleyenin yurt dışında olduğu gibi hapis ve ağır para
cezası alması gerekiyor. Caydırıcı olamazsa hiçbir şey değişmez. Küçük yaşta
Hayvana yapılan işkence daha sonra insana yöneliyor. Bu çocukların yurt dışında
olduğu gibi tespit edilip rehabilite edilmesi gerekiyor. Potansiyel tecavüzcü
ve katiller bunlardan çıkıyor.
14-)İstanbul
da Sokak hayvanlarına uygulanan şiddeti medya neden gündeme getirmiyor? Medyayı
da nasıl harekete geçirebiliriz?
Son zamanlarda getiriyor ancak bazen medya
yaptığı yanlış ve eksik duyumlarla halkı
hayvanlara karşı provoke de ediyor. Hayvanı vahşileştiren de insan. Çocuğunu da
vahşileştiren insan.
15-)Sokak
hayvanlara uygulanan şiddetin sorumlusu halktır peki biz halk olarak bu
şiddetin önüne geçmek için ne gibi önlemler alabiliriz?
Birlikte hareket etmek, eğitim ve denetim. Cezaların caydırıcı olması. Bu
işleri yapanların deşifre olmaları ve sicillerine işlenmesi.
16-)Osmanlı
ve Bizans zamanında sokak hayvanları için kurulmuş dernekler var mıydı?
Dernekler yoktu. Ama o zaman bizim
insanlarımızda merhamet ve vicdan vardı.
17-)Eski
zamanlarda İstanbul da Sokak hayvanları büyük sorun teşkil ediyor muydu?
Ettiği zamanlar oldu ve hayvanları
zehirlediler ya da hayırsız adaya sürdüler. Burada hayvanlar açlık ve
susuzluktan çıldırdılar. Ama arkasından
daha büyük felaketler yaşandı.
18-)Şimdi
olduğu gibi çok eskiden de sokak hayvanlarına karşı katliamlar yapıldı bize
örnek verebileceğiniz katliamlar var mı?
Hayırsızada sürgünü
19-)
Avrupa’nın metropol kentleriyle
İstanbul arasında sokakta
yaşayan hayvanlarla ilgili
yapılan çalışmalarda ne gibi
benzerlikler ve farklılıklar
bulunmaktadır?
Onlar da bir dönem yok ettiler ama bizdeki
gibi vahşice ve acı içinde kıvrandırarak değil. Artık yapmıyorlar. Onlarda
koruma yasaları daha katı ama maalesef Yunanistan, İtalya gibi ülkeler, Ukrayna
ve Müslüman ülkeler bu konuda kötü.
Semra
Önal
Haytap
Sarıyer Tems., Eğitim
Koordinatörü
0 yorum:
Yorum Gönder