1 Mayıs 2012 Salı

Haytap'la Sokak Hayvanları Üzerine Kısa Bir Söyleşi


1-)Derneğinizin kuruluş tarihi nedir? Kurulduğu tarihten itibaren sokak hayvanları ile ilgili ne gibi çalışmalar yaptınız?
2006, Genel ve yerel yönetimler ile Türkiye çapında sokak hayvanları, bakımevlerinin kötü şartlarının  düzelmesi için çözüm odaklı, projeli çalışmalar(itlafların durdurulması, bakımevleri kurulması ve var olanların şartlarının düzeltilmesi,beslenme ve su odakları,halkın bilinçlendirmek için diyanet işleri ile işbirliği, hutbe ve vaazlar, bilbord çalışmaları..), yetersiz ve eksik olan 5199 sayılı hayvan hakları kanununun değişmesi ve kabahatler kanunundan çıkarılıp ceza kanununa geçmesi için hazırlanıp meclise sunulan yeni yasa tasarısı, yunus parkları, sirkler, hayvanat bahçeleri, pet shoplar, üretim çiftlikleri, kürk ve deney hayvanları, yük ve çiftlik hayvanları, av hayvanları ve yaban hayat konularında halkın bilinçlendirilmesi için eğitim çalışmaları, konularla ilgili afiş, broşür, kitapçık gibi görsellerin basımı ve dağıtımı, yazılı ve görsel medya ve tanınmış kişilerle ile işbirliği, ilköğretim, lise ve üniversitelerde eğitim çalışmaları, seminer , panel ve konferanslar, okullarda ve üniversitelerde hayvan hakları koruma kulüplerinin kurulması için çalışmalar,saha çalışmaları, resim sergileri, stantlar, yunus parklarının kaldırılması için yapılan eylemler, adalardaki atların çalışma şartlarının düzeltilmesi için çalışmalar…(look up www.haytap.org)
2-) Semra  hanım,ne  kadar  süredir  Haytap’la  çalışıyorsunuz
Kurulduğundan beri
3-)Metropol kentlerde sokak hayvanlarının çok olmasının nedeni sizce nedir?Dünyanı  sayılı  metropollerinden  olan  İstanbul’da  bu  konuda  yeterli  çalışma  yapılıyor mu?
Yerel yönetimlerin konuya duyarlı olmamaları ve eş zamanlı çalışma yapmamaları, yetkili kişilerin mevzuattan habersiz olmaları, yasanın ve denetimlerin yetersizliği, belediyelerin STK  ve gönüllülerle çalışmaktan kaçınmaları, halkı aydınlatıcı ve bilgilendirici çalışmaların yerel yönetimlerce yapılmaması,bir çok ilçede veteriner müdürlüğünün olmaması ve sokak hayvanlarının temizlik işleri (ilaçlama)müdürlüğünün insafına bırakılması,veteriner işleri ve bakımevlerinin kar amaçlı taşeron firmalara ihale edilmesi (ilaçlama firmaları),az köpek, az kısırlaştırma, az mama, az paraya yetersiz personel ve çok para zihniyeti.
Son birkaç aydır toplumdan gelen baskılar ve Haytap’ın kurumsal ve medya ile çalışmaları ile özellikle İBB de çalışmalarda düzelmeler görülmeye başlansa da birçok yerel belediye sınırları içindeki hayvanlar maalesef çok kötü şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışmakta, güçten düşmüş hayvanlar için bakımevleri yok, var olan bakımevleri ve RM ler de gönüllüleri yoksa toplama ve ölüm kampı, fiziki şartlar hemen hemen hepsinde çok kötü,  çalışan personel de hayvan sevgisi yok çünkü barınaklar sürgün yerleri, birçok bakımevinde taşeron firma yaptıkları ortaya çıkmasın diye gönüllüleri içeri almıyor, hayvanlar oradan oraya, ormanlara atılıyor.
4-)Ülkemiz de sokak hayvanlarını koruyan yasalar olmasına rağmen bu yasalar neden uygulanamamaktadır?
5199 sayılı yasa kabahatler kanunu dolayısı ile caydırıcı yaptırımı sahipsiz hayvanlar için yok. Çünkü yasa da sahipli ve sahipsiz hayvanlara can değil mal gözü ile bakılıyor.Hayvan sahipli ise malınıza zarar verildiği için ceza artıyor. Denetleme elemanlarının ki bunlar yerel yönetimlerde veteriner işleri müdürleri oluyor denetleme ve ceza kesme yetkileri olduğu halde görevlerini yapmıyorlar ve yapmaktan kaçınıyorlar. Eğer güçlü STK baskısı varsa toplum baskısında çekindikleri için harekete geçiyorlar. Dolayısı ile hayvansever ve hayvan hakları savunucularının mutlaka STK lar ile birlikte çalışması gerekiyor aksi taktirde birey olarak gittiğinizde yüzünüze başka arkanızdan başka davranıyorlar.
5-)İstanbul, gelişmiş bir kent olmasına rağmen neden sokak hayvanları sorununa bir çözüm bulunamıyor?
 Yurt dışında olduğu gibi petshoplarda hayvan satışı yasaklanmadıkça, üretim çiftlikleri denetlenmedikçe, yurt dışında özellikle doğu bloku ülkelerinde kaçak hayvan girişi kontrol edilmedikçe, evde üretimler denetlenmedikçe (bu hayvanların hepsi petshop ve internet sitelerinde satılıyor)bizim çalışmalarımızın çatıdan akan suyun altına kova koymaktan farkı kalmıyor.Acilen Onarılması gereken yer çatı aksi taktirde çözüme ulaşmak imkansız ve hayvanlar acı çekmeye devam edecek. Geçen hafta içinde benim kapımın önüne arabada 3 tane cins hayvan bırakıldı, 1 French bulldog 4 yaşında, 1 Terrie 3 yaşında, 1 Amerikan Cooker  5 yaşında, PET DİYE ALIYORLAR, PAT DİYE ATIYORLAR. Empati yapmaktan bu kadar yoksun bu insan denilen yaratıklar.
6-)Dernekler olarak İstanbul da ki sokak  hayvanlarını korumak için ne gibi faaliyetleriniz var?
Biz dernek değil federasyonuz. Bize bağlı Türkiye çapında 22 dernek ve 80 il temsilciliğimiz var. Faaliyetlerimizi açıkladım.
7-)İstanbul da ki sokak hayvanları için olan barınaklar yeterli mi ve barınakların şartları nasıl?
39 ilçenin 28 inde RM ve geçici bakımevi var. Çoğu toplama ve ölüm kampı, fiziki şartları çok kötü, hayvanlar beton ve fayansların üzerinde, demirlerin arkasında hücrelerde, altlarında paletler yok, mama kalitesi çok kötü, sürekli basınçlı su ile temizlik yapıldığı için hayvanlar sürekli, yaz-kış ıslak, çoğu 2-3 gün içinde enfeksiyon ve bakımsızlıktan ölüyor.Çoğu yerde cinslerine göre ayrılmadığı için küçüklerin ve evden atılanların yaşam şansları (bunlar zaten yaşama tutunmayı terk edildikleri için bırakıyorlar, yemiyorlar, içmiyorlar, dövülüyorlar)hiç yok, gönüllü yoksa kesin hepsi ölüyor.
8-)Bu barınaklarda hayvanların her türlü ihtiyacı karşılanıyor mu?(yemek sağlık gibi)?
Gönüllüler varsa evet, gönüllüler yoksa Allaha emanet, belediyeye değil.
9-)Barınakların giderleri nasıl karşılanıyor? Yardım eden kuruluşlar veya kişiler var mı?
Devletten ödenek alıyorlar ama bunu bakımevlerine çoğunlukla harcamıyorlar.Gönüllü varsa destek de var. Kırık-çıkık ve ciddi ameliyatlar hep gönüllü desteği ile oluyor. Aksi durumda hayvan getirilip bırakıldığı kafeste ölüyor ya da sakat kalıyor.
10-)Sokak hayvanları insanlar için bir tehdit midir?
Asla değil. Belediyeler gereği gibi çalışırlarsa, güçten düşmüş, yaşlı, sakat, kör, anne ve bebeklere, agresif hayvanlara yasa da belirtildiği gibi uygun yerler, doğal yaşam alanları yapılırsa hayvanlarla birlikte yaşamak bizim kültürümüz ve yurt dışında gelen yabancılar bunu takdirler karşılıyorlar, filmler yapıyorlar, fotoğraflar çekiyorlar. Yurt dışında bulunduğum zamanlarda tanıştığım insanlar bundan övgü ve sevgi ile bahsediyorlar. Dolayısı ile bu konuda Avrupa ve Amerika gibi ülkelere medeni diye benzemeye çalışmak yerine farklılığımızı korumamız lazım çünkü çoğu yabancı bunları sokakta görmek için buraya geliyor. GANDİ’nin dediği gibi : BİR ÜLKENİN MEDENİYETİ SOKAK HAYVANLARINA GÖSTERDİĞİ SAYGI İLE ÖLÇÜLÜR.
11-)İstanbul da sizce en çok hangi bölgede sokak hayvanı yaşamaktadır?
Ormanlık alanların yoğun olduğu, Beykoz, Sarıyer, Arnavutköy, Bolluca, Tayakadın, Tuzla, Şile, Kartal gibi bölgelerde. Çünkü belediyeler hayvanları araçlara yükleyip çoğu zaman rehabilet bile etmeden buralara atıyorlar.
12-)Sokak hayvanlarıyla ilgilenmesi gereken kurumlar ya da kişiler kimlerdir?
En başta yerel yönetimler bu onların görevi. Bizler STK olarak destekleriz. Ancak bir çok bölgede belediye görev ihmali yaptığı için gönüllüler çalışıyor. Bizim görevimiz belediyeleri harekete geçirip, yasaya uygun çalıştırmak,onların görevini yapmak değil çünkü popülasyonun bu denli artmasının nedeni yasadaki boşluklar, denetimsizlikler ve görev ihmalleri.
13)Hayvanlara uygulanan şiddet ve katliam örnekleri çok fazla peki bu şiddet eğiliminin ve katliamların önüne geçebilmek için neler yapılmalıdır? Bu insanlar hakkında suç duyurusunda bulunulsa ceza alırlar mı?
Halkı bilnçlendirmek en önemlisi. Yasanın ceza kapsamına alınıp suç işleyenin yurt dışında olduğu gibi hapis ve ağır para cezası alması gerekiyor. Caydırıcı olamazsa hiçbir şey değişmez. Küçük yaşta Hayvana yapılan işkence daha sonra insana yöneliyor. Bu çocukların yurt dışında olduğu gibi tespit edilip rehabilite edilmesi gerekiyor. Potansiyel tecavüzcü ve katiller bunlardan çıkıyor.
14-)İstanbul da Sokak hayvanlarına uygulanan şiddeti medya neden gündeme getirmiyor? Medyayı da nasıl harekete geçirebiliriz?
Son zamanlarda getiriyor ancak bazen medya yaptığı yanlış  ve eksik duyumlarla halkı hayvanlara karşı provoke de ediyor. Hayvanı vahşileştiren de insan. Çocuğunu da vahşileştiren insan.
15-)Sokak hayvanlara uygulanan şiddetin sorumlusu halktır peki biz halk olarak bu şiddetin önüne geçmek için ne gibi önlemler alabiliriz?
Birlikte hareket etmek, eğitim  ve denetim. Cezaların caydırıcı olması. Bu işleri yapanların deşifre olmaları ve sicillerine işlenmesi.
16-)Osmanlı ve Bizans zamanında sokak hayvanları için kurulmuş dernekler var mıydı?
Dernekler yoktu. Ama o zaman bizim insanlarımızda merhamet ve vicdan vardı.
17-)Eski zamanlarda İstanbul da Sokak hayvanları büyük sorun teşkil ediyor muydu?
Ettiği zamanlar oldu ve hayvanları zehirlediler ya da hayırsız adaya sürdüler. Burada hayvanlar açlık ve susuzluktan  çıldırdılar. Ama arkasından daha büyük felaketler yaşandı.

18-)Şimdi olduğu gibi çok eskiden de sokak hayvanlarına karşı katliamlar yapıldı bize örnek verebileceğiniz katliamlar var mı?
Hayırsızada sürgünü
19-) Avrupa’nın  metropol  kentleriyle  İstanbul  arasında  sokakta  yaşayan  hayvanlarla  ilgili  yapılan  çalışmalarda  ne gibi  benzerlikler  ve  farklılıklar  bulunmaktadır?
Onlar da bir dönem yok ettiler ama bizdeki gibi vahşice ve acı içinde kıvrandırarak değil. Artık yapmıyorlar. Onlarda koruma yasaları daha katı ama maalesef Yunanistan, İtalya gibi ülkeler, Ukrayna ve Müslüman ülkeler bu konuda kötü.

Semra  Önal
Haytap  Sarıyer Tems., Eğitim  Koordinatörü

0 yorum:

Yorum Gönder