İSTABUL FASHİON WEEK VE GALATA MODA HAFTASINDA EĞLENCELİ
TASRIMLARI İLE ANILAN MODACI ASLI GÜLER İLE ÇALIŞMALARI VE SOKAK MODASI ÜZERİNE
KONUŞTUK
Modacılık serüveninizden biraz bahseder misiniz?
A.G: ODTU şehir bölge ve planlama mezunuyum, okurken
tasarımcı olmaya meyilim vardı,amatör çalışmalar yapıyordum okulum bitince
Londra’da Central Saint Martin’s School of Design’da tasarım kursu aldım.
Sonrasında istanbul’a gelip başladım on iki senedir yurt içi ve yurt dışı için
tasarımlar yapıyorum.
Sizi İstanbul Fashion Week’de ki Cin Ali tişörtlerinizle ve
farklı tasarımlarınızla tanıdık,modacılıkta özgün olmak nasıl bir yerde olmak
size göre?
A.G: Hepimiz yapılmayanı yapmaya çalışıyoruz ama artık
yapılmamış kalmadı, sürekli bir şeyler tekrarlanarak sunuluyor, 1960lardan
1980lerden tekrar esinleniliyor önemli olan farklı detaylar kullanarak birazcık
değişiklik yaratmak, benim koleksiyonlarım genelde eğlenceli oluyor, eğlenceli
bir detay alıp onun üzerine gitmeye çalışıyorum.
İstanbul Fashion Week ve Galata Moda haftasını tasarımcılar
için nasıl değerlendiriyorsunuz katılımcı olarak?
A.G.:Fazla butiğimiz yok satış noktalarımız belli yerlerde
herkesin ürünlerimizi görmesi çok kolay değil, Galata Moda’lar sayesinde
herkesin görebileceği ürünlerimizi daha yakından görebileceği bir ortam olması
sebebiyle yararlı oldu.
Geçmiş ile günümüzü kıyaslayacak olursak peki Sokak modası
İstanbul’da nasıl bir kimlik kazanıyor sizce?
A.G.:Artık herkes kendi sitilini oluşturmaya prototiflerden
çıkmaya başladı benim gençlik yıllarımda prototifler vardı Sebago ayakkabılar
Levis 501 ler gibi, yine onlar var onun dışında marka bağımlılığından biraz
sıyrılıp markaya ek olarak tasarımcı ürünü belki yanına pazardan aldığı bir
ürünü çok başarılı bir şekilde kombinleyen gençler ortaya çıktı. Ful marka
giyinenlere de karşı değilim ama böyle eklektif kombinler yapanlar çok
başarılılar. Gördüğüm kadarıyla İstanbul’un farklı yerlerine göre değişiyor;
Nişantaşı’nın ayrı Galata’nın Taksim’in ayrı bir tarzı var, hepsi kendi başına sitillere
sahip olmaya başladılar.
Önümüzdeki moda haftalarında nasıl bir kreasyon hazırlamayı
düşünüyorsunuz?
A.G.: Tasarladığım ürünlerin üretimi devam ediyor bu anlamda
yoğun günler geçiriyoruz, geçen yaz yaptığım motosikletli Vespolu koleksiyonum
satışa sunulacak çalışmalarımı tamamlayıp sonrasında yeni tasarımlar yapmayı
düşünüyorum.
Zara, İpekyol, Topshop gibi markalara da tasarımlar
yapıyorsunuz sizce markalar mı sokak modasına yön veriyor yoksa sokak modasını tasarımcılara
ilham kaynağı oluyor?
A.G.:İkisi de birbiri içinde döngü içinde baktığınızda büyük
modacılar kendilerine idol aldıkları kadınların nasıl giyindiklerinden de ilham
alabiliyor mesela Zara Karl
Lagerfeld’in ünlü kadınlar için tasarladığı koleksiyona bakıyor ürünlerini daha
giyinebilir bir hale getiriyor.
Sokak modası adına
eklemek istersiniz?
A.G.:Herkes
inşallah kendine yakışan kendine özgün giyinmeyi öğrenir diyelim.
0 yorum:
Yorum Gönder