26 Nisan 2012 Perşembe

Beyoğlun'da her şeye dair bir röportaj


Aslında Röportaj yaparken amacımız  bir kaç kişiyle konuşmaktı...Lakin ilk konuştuğumuz kişi gerçekten çok tatlı yağız,delikanlı  bir Anadolu çocuğuydu.Ve çok hoşumuza gitti ve uzun uzun sohbet ettik.Bu sadece bir kısmı.Silip düzelttiğimiz...Nedense adını bizde kalmasını istedi ve çalıştığı yerin adını vermedi.Bizde saygı duyduk...Ama size röportaj yaptığımız insanının bir kaç kişisel özelliğini vermekte sıkıntı olacağını düşünmüyorum... Sivaslıymış,20 yaşında ve evli, bir tane kızı var, 20 yaşında olmasına rağmen ruhu 50 yaşında,hayat o kadar sillesini vurmuş,Gaziosmanpaşa'da oturmaktadır.Kiralardan çok yakındığını söylemek isterim.Geçim sıkıntısı çok dile getirdi.Tahmin edemeyeceğimiz kadar kibardı,anlayışlıydı.Okuduğumuz için bize imrendiğini hemen anlamıştık,ilk başlarda kendisi okumadığı için biraz sıkıldı yanımızda olmaktan ama sonra heyecanı geçti ve susmak bilmedi...Bizle röportaj yapan o yağız delikanlıya çok teşekkür ederiz.Bizi kırmadı...o bizden biz ondan bir şeyler öğrendik...Aslında röportajı ciddileştirmek istemeden yazmak isterdik olduğu gibi ama maalesef bu mümkün değil.
Tekrar sana teşekkürlerimizi arz ediyoruz...

Kaç yıldır garsonluk işini yapıyorsunuz?
5 yıldır.
Kaç senedir burada çalışmaktasınız?
2 yıldır
Çalıştığınız restorandın kaç tane şubesi var? İstanbul’un hangi semtlerinde?
İki tane şubemiz bulunmaktadır. Biri Beyoğlu’nda diğeri ise Alkent’te.
Peki  sizce neden çalıştığınız restoran Beyoğlu’nda yer açmıştır?
Burada olmasının nedeni aslında çok bence… Tarihi olması, çok işlek bir cadde olması, farklı insanların olması. Dolayısıyla yabancılar geleneğimiz olan yemekleri tatmak istiyorlar. Bizde onlara bu imkânı veriyoruz. Hem iş yeri açısından hem de kişisel olarak birçok yarar sağladığını söyleyebilirim. Bazı müşterilerimiz bize önerilerde bulunuyorlar özellikle yabancılar bizde onlara göre lokantada bazı değişiklikler yaptık. Onların isteklerine kulak verdik. Tatbikî yemeklerimizden ödün vermedik ama dekorasyon olarak birçok değişiklikler yaptık özümü kaybetmeden. Kişisel olarak ta değişik kültür tanıdık, dilimizi geliştirdik, yeni diller öğrendik bir nevi çalışanlar ve patronlar dâhil olmak üzere ufkumuzu genişlettik.
Beyoğlu’nun tarihini biliyor musunuz? Ve neden Beyoğlu’n da çalışıyorsunuz
Aslında pek bir bilgim yok. Sadece eskiden kimlerin olduğunu biliyorum; Bizanslılardan Osmanlıya geçmiş sonrada cumhuriyet dönemi diye bir bilgim var. Beyoğlu özellikle seçmedim işim buradaydı bende buraya geldim.
Bu zamana kadar hangi semtlerde çalıştınız?
Beyoğlu, Bakırköy, Şişli ve Mecidiyeköy semtlerinde çalıştım.
Çalıştığınız semtlerin eski adlarını ve ya tarihçelerini biliyor musunuz?
Hayır. Daha deminde söylediğim gibi sadece Beyoğlu hakkında kulaktan dolma bir bilgim var.
Sizce Çalıştığınız yerin geçmişteki adını ve tarihini öğrenmemek bir eksiklik mi?
Aslında evet şuan bir eksikliğini hissettim (gülerek).Ama geçim derdi o kadar aklımızı almış ki ne tarih ne de başka bir şey umurumuzda.
Size Beyoğlu’yla ilgili kısa bir bilgi vermemizi ister misiniz?
Buyrun…
Beyoğlu ,ilk önceleri bir diplomasi merkezi olarak gelişmiş, fakat daha sonraları yabancı ticaretinin, ekonomik kontrolünün artması ve burada yoğunlaşması sonucu İstanbul'un ticaret merkezi durumuna dönüşmüştür. Ticaretin yanı sıra eğlence, kültür kuruluşlarının da burada yer alması ve konumu, bütün İstanbul'un odak noktası olmasını sağlamıştır.

Beyoğlu adinin ortaya çıkışına ilişkin çeşitli rivayetler vardır. Bunlardan birisine göre; Beyoğlu adi, Fatih Sultan Mehmed zamanında Pontus prenslerinden Aleksios Komnenos’un İslamiyet’i kabul ederek burada oturmasından kaynaklanır. İkincisine göre ise; burada oturan Pontus prensi değil, Kanuni zamanındaki Venedik elçisi Andre Giritti’nin oglu Luigi Giritti’dir. Türkler’in “Bey Oğlu” diye andıkları bu adam, elçinin bir Rum kadınla evlenmesinden dünyaya gelmiştir. Oturduğu konak da Taksim yakınında bir yerdedir. Diğer birine göre ise; Kanuni Sultan Süleyman döneminde burada oturan Venedik elçisine yazışmalarda Beyoğlu dendiği için bu semt de Beyoğlu adını almıştır. Pera adi, 1925’de resmi yazışmalardan çıkarıldıktan sonra gittikçe unutulur hale gelmiş, Buna karşılık Beyoğlu adi güç kazanıp bölge anlamında da yaygınlaşmıştır.

Biraz uzun oldu aklımda tutabilir miyim bilmiyorum ama sağ olun (gülerek)...

Bize yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederiz iyi günler...




0 yorum:

Yorum Gönder