4 Mayıs 2012 Cuma


Rumeli Feneri'ne gelmeden, Belgrad'daki kendin pişir kendin ye'cilerden uzakta bir alanda yapılan çalışmaya bakmak için arabımızı kenara çekiyoruz. Fotoğraf çekimi yapmaya geldiğimiz bu yerde röpörtajımızıda gerçekleştirebilecek kadar şanslıyız. Bizi karşılayan Halil Turancı oluyor ve sorularımızı yanıtlayacak kadar da arkadaş canlısı.

Halil Turancı

Soru 1) İstanbul’da bar tarzı mekanlar çoğalırken piknik alanlarına olan rağbet gün geçtikçe
azalıyor. Bu işe girme fikri nasıl oluştu?

Cevap 1) Ben daha önce Belgrad Ormanı’nda bulunan birkaç işletmede çalıştım, ailem de piknik
alanı işletmeciliği yaptı bir süre. Böyle bir geçmişim olmasının dışında, bu tür mekanlarda
yaptığım işletmecilikten daha çok zevk aldığımı düşünüyorum. Eskiden insanları bu tür
mekanlar bir araya getiriyordu, aile ve akraba bağları piknik gibi aktivitelerle kuruluyordu.
Kısacası böyle ortamlar her zaman daha sıcak ve samimi, ben de böyle bir mekanın ev sahibi
olmak istedim.

Soru 2) Eskiye göre bu tür mekanlara gelen insan sayısı azalıyor gibi görünüyor, sizce bunun
nedeni nedir?

Cevap 2) İstanbul’da hayat artık çok hızlı, insanlar güzel bir havada keyifli vakit geçirebilecekleri
yerlerden çok, kendisine yakın olanı tercih eder hale geldi. Tabii bir de kötü işletmeciliği göz
önünde bulundurmak gerek. Piknik alanlarında temizlik ve eskiden olmayan iyi servis artık
çok önemli hale geldi. Biz işletmemizde piknik yapan insanların rahat etmelerini sağlayacak
her türlü hizmeti sunuyoruz. O yüzden bizim için müşteri sayısının az olduğu gibi bir ifade
geçerli değil. İnsanlar artık her yerde iyi ve sınırsız hizmet istiyorlar, önemli olan bunu
verebilmek.

Soru 3) Sizce eskiden bu mesire alanları ve insanların buradaki aktiviteleri nasıldı, şimdi nasıl?
Bir değişimden söz edebilir miyiz?

Cevap 3) Uzun yıllar benzer mekanlarda işletmecilik yapmış biri olarak fazla bir değişim olduğunu
düşünmüyorum. İnsanlar hala mangal yapmak ve aynı sofrada muhabbet etmek istiyorlar.
Piknik bir rahatlama ve dinlenme aktivitesi. Bir mekana gittiğinizde genellikle yorgun
dönersiniz, müzik ve alkol kişiyi yorar. Piknik aktivitesinin mantığı ise eskiyle aynı, kafa
dinlemek ve muhabbet etmek işin asıl amacı.

Soru 4) Geçmişe baktığımızda mesire alanlarının çok da iyi korunmadığını, doğanın bu tür
mekanlarda kaybolduğunu görüyoruz. Sizce bu sorun nasıl çözülebilir?

Cevap 4) Çok doğru. Polonezköy’de birkaç piknik alanı kullanılamaz hale gelmişti bir süre önce.
Burada olay işletmecilikten ve mekana koyulacak kurallardan geçiyor. Genellikle piknik
alanları geniş ve kontrolü zor yerler olur, fakat bizim işletmemizde tüm masalara özel servis
var, dolayısıyla kirlilik gibi sorunlarımız olmuyor.

Soru 5) Piknik ve mesire alanlarına olan talebi artırmak için sizce neler yapabiliriz?

Cevap 5) Bunun bizim kültürümüzün bir parçası olduğu unutulmamalı. Türk toplumunu bir araya
getiren bir aktivitedir piknik. Güzel ve temiz bir alanda piknik yapmak, mangal yakmak
ve kitap okumak bence bir barda eğlenmekten çok daha fazla doyum sağlıyor. Bu yüzden
İstanbul’daki mesire alanları çoğalmalı ve zenginleştirilmeli, bu mekanların mutlaka tanıtımı
yapılmalı.

0 yorum:

Yorum Gönder