Bu hafta yaptığımız araştırmalar sonucunda elde ettiğimiz bilgileri birde sahafların kendilerinden dinlemek ve yenilerini öğrenmek amacı ile Beyazıt'ta bulunan Sahaflar Çarşısına gittik. Çarşıya ilk girdiğimizde, kimin ile görüşmek gerektiği bilgisni almak amaçlı çarşıda bulunan esnaflar ile biraz sohbet ettik. Sohbet esnasında aldığımız tavsiyeler doğrultusunda bir kaç sahaf dükkanına uğradık. Lakin esnafın bize belirttiği gibi bir sahaf ile görüşmenin pek te kolay olmadığını gördük. En sonunda bize kapısını açan son sahaflar Şeyhi Muzaffer Ozak'ın dükkanı olan ancak kendisi vefat ettikten sonra yerine öğrencisi Murat Töre oldu. Kendisi ile röportaj yapabileceğimizi fakat kendisinin resmini veya video kaydını alamayacağımızı belirtti.
Bizde ardından ses kaydını başlattık. Ses kaydı iznini aldıktan sonra sorularımızı sıralamaya başladık.
Sahaf Murat Töre ile aramızda geçen sohbet şöyle gerçekleşti;
Soru: Bir sahafın yanında kaç yıl çıraklık yaşadınız?
Murat Töre: Bir sahafın çıraklık dönemi olmaz. Sahaf hayatı boyunca çıraktır. Sahafın ne kadar bilgisi olursa olsun yinede bilgiye açtır, illaki bilmediği bir şey olur yeni bir bilgi gelir önüne. Şu an 300.000 kitap olmasıyla beraber benimde bunlara genel olarak vakıf olmamla beraber illaki benim önüme yeni bir bilgi gelir. Yani benim çıraklık dönemim devam etmektedir , hiçbir sahafın çıraklık dönemi bitmemekle beraber ustayım diyende sahaf değildir.
Soru: Yazılı kültürümüzün saklayıcısı olarak sahafları günümüzde nerede konumlandırıyorsunuz?
Murat Töre: Kesinlikle sahaflara eski değerin verilmediğini söyleyebilirim. Bunu bir örnek ile açıklamak gerekirse bir gün dükkanımıza bir bayan geldi ve kitaplara bakarken ben bu kitabı okudum dedi ve göstermiş olduğu kitap marifetname idi. Kitabı çok kısa bir zaman içinde okuduğunu belirtince bir gariplik olduğunu sezdim. Çünkü marifetnameyi okumak bir insanın beş senesini alır.1200 sayfa olan bu kitabı okumak normal şartlarda bir ay sürmesine rağmen içeriğini anlaması bir insanın beş senesini alır. Hanımefendi meğerse kitabı internetten okumuş daha doğrusu okuduğunu zannetmiş. internetten okuduğu marifetname sadece 60 sayfa imiş. İşte bu yüzden internet insanları bilgi fukaralığına sürüklemektedir.
Soru: Yaptığımız araştırmalara göre sahaflarda el yazmasıda bulunmaktadır sizde de mevcut mudur?
Elimde 200'e yakın el yazması mevcuttur. Fakat bunun sizler için ne önemi bulunmaktadır ki. Zira sizler tahmin ettiğim kadarıyla ata-baba dili olan Osmanlıca'yı bilmemektesiniz. Ben size şimdi o Osmanlıca el yazmalarına göstersem hiçbir faydası olmayacaktır. Önemli olan kitabı okuyup anlayabilmektir. O dünyayı istila etmeye çalışan basit dili bilmek yerine Osmanlıca bilmenizi dilerdim.
Gökay Kuşçu
Ecem Pehlivan
Merve Serim
0 yorum:
Yorum Gönder