4 Nisan 2012 Çarşamba

Hangi İstanbul?

Değerli konuğumuz Hüseyin Irmak'ın konuşmasından önemli noktalar yine kendi kaleminden geliyor..


" İstanbul ile ilgili herhangi bir konu çalışılacak veya ödev yapılacaksa öncelikle “sizin İstanbul’unuz hangisi?” sorusuna cevap bulunmalı. Siz hangi İstanbul’u yaşıyorsunuz?
Adeta birbirine geçmiş, hiçbir sosyal mekanın bulunmadığı, kültürel etkinlik ortamlarının olmadığı ya da yetersiz niteliklerde de olsa nadiren bulunduğu, mimari ve sosyolojik düzen yoksunu mahallelerin İstanbul’u mu?
Sosyetik koruganlıklarda ve nezih gettolarda yaşanan İstanbulu’ mu?
Tarihi dokusu henüz tam bozulmamış, klasik anlamda canlılık göstermeye devam eden geleneksel mahalle ortamının İstanbul’u mu? gibi sorulara cevap verilmesi gereklidir.
Böylelikle öğrenci olarak üstlenilecek ödevin daha kolay ve verimli çıkması sağlanabilir. Hem zevkle, hem de gerçekten öğrenilerek bir ödev yapılmış olur.
Bunun yanı sıra subjektif düşünceniz nasıl olursa olsun, hiçbir kompleks göstermeden, farklı açılardan bakabilmeyi başarabilmeliyiz. “İşgal” veya “fetih” kelimelerinin bu çerçeve tüm örnekler üzerinden sorgulanmasını yapmanız gerekir. İstanbul’un 13. yüzyılda Latinler tarafından, 1453’te Osmanlılar tarafından alınışı, 1921’de İtilaf Devletlerinin İstanbul’a girişi işgal midir, fetih midir. Ya da İstanbul Latinlerden geri alındığında da 1922’deki alınışı gibi “İstanbul’un kurtuluşu” diyebilir miyiz? tarzı soruları rahatlıkla sorabilir ve sorgulayabilir olmamız gereklidir.
Zihnimizi arındırmanın çabalarıdır bunlar. Arındırırsak İstanbul’a ve nesnelliğe daha sağlıklı yaklaşabilir ve ödevlerimizi daha doğru yapabilir ve gerçekten bir şeyler kazanmış olabiliriz.
“İstanbul kimin için vatandır” sorusuna, “İstanbul, Hıristiyan için vatan, Müslüman için gurbettir ve 20. Yüzyıl İstanbul’unun gerçeği budur” önermesine gönül rahatlığıyla yaklaşmamız ve sorgulamamız anca yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi bir zihin arındırmayla başarılabilir.
Şehre dair çeşitli konular bu arındırılmış zemin üzerinde ev ödevi, bitirme ödevi, sezon ödevi olarak daha doğru şekilde yapılabilir kanısındayım.
20. yüzyılda gidenlerin ve gelenlerin hikayeleri, yüreğinde İstanbul’u götürenleri ve yüreğinde Anadolu’yu getirenleri, Rum İstanbul’u, Ermeni İstanbul’u, Yahudi İstanbul’u, Müslüman İstanbul’u, İstanbul’un Rum, Ermeni, Yahudi mimarisini, şehrin görünen yüzündeki değişiklikleri, Bizans’tan beri değişmeyen meydan ve ana geçişlerin kurguları ve dönüşen yüzlerini, tünelleri, geçişleri, sarnıçlarıyla yer altı İstanbul’unu, havagörüntülerindeki değişimleri, İstanbul’da çağlar boyu yapılan bilimsel deneyleri (1785 ve 1890’lardaki balon uçurma denemeleri, Lagari Hasan Paşa’nın roket denemesi, Hezarfen Ahmet Çelebi’nin uçuş denemesi gibi, Tac Mahal’in ve laternanın İstanbul ile ilişkisi vb.), İstanbul efsaneleri, İstanbul’un mahallelere ve etnik/inançsal renklere göre çeşitlenen yerel müziğini, İstanbul’a dair gurbet şarkılarıni, yanı sıra İstanbul’a özlem şarkılarını, bütün şehirlerin “günleri”nin yapılıyor olmasına rağmen neden “İstanbul Günleri”nin yapılamadığını, Roma’dan bu yana gelen su yolları ve sistemlerini, günümüze gelemeyen her türlü sanat yapıtını, çeşitli noktaların eski-yeni hallerinin kıyasını, kalelerini, kulelelerini, tepelerini, köprülerini, lezzet duraklarını, meyhaneleri ve içki kültürünü, eğlence hayatındakievrilmeleri gibi konular ile daha çok sayıda konuyu işleyebilirsiniz.
Dediğim gibi öncelikle sizin İstanbul’unuzun hangisi olduğunu düşünmeli ve hangisinde yaşadığınıza bakmalı, İstanbul’a nereden baktığınızı belirlemelisiniz. "

0 yorum:

Yorum Gönder